Çocuklarda Ortodontik Tedavi

Biz ebeveynlerin en çok önemsediği konulardan biri çocuğumuzun yüzünde gülümsemenin eksik olmamasıdır.

Ortodontik problemle ilk karşılaşıldığında veya şüphelenildiğinde ortodontiste başvurulmalıdır. Amerikan Ortodontistler Birliği ilk ortodontik değerlendirmenin 7 yaşından önce yapılmasını tavsiye etmektedir. Bu yaşlarda birinci daimi azı dişleri (6 yaş dişleri) ve daimi kesici dişler genellikle ağızdadır. Bu dönemde diş çapraşıklıkları, ters kapanış olguları, yer darlığı ve diğer problemler değerlendirilebilir. Bazı problemler ne kadar erken yaşta fark edilip düzeltilirse olumsuz etkileri daha az olacaktır. Erken tedavi sayesinde parmak emme, anormal yutkunma ve konuşma problemleri çok daha iyi değerlendirilip tedavi edilebilmektedir. 

 

 

Çocukluk dönemindeki Ortodontik (diş teli) tedavilerini 2 başlık altında incelemek mümkündür.

1-Koruyucu-Önleyici Ortdontik Tedaviler

- Çürüğe bağlı süt dişinin erken çekildiği durumlarda “yer tutucu apareyler” ile daimi dişin süreceği alanın korunması.

- Parmak emme, dil itme ve ağız solunumu gibi ileride çene problemlerine neden olabilecek kötü alışkanlıkların tespiti ve erken dönemde tedavisi.

- Kapanış problemine bağlı olarak dişlerin üzerine ters kuvvetlerin gelmesini önlemek.

- Çocuklardaki çene ile ilgili bozuklukların tespit edilip erken müdahale edilmesi

2- Çocuklarda Kapsamlı Ortodontik Tedavi ( Fonksiyonel Tedavi ve Diş Teli)

Alt veya üst çenenin gelişim probleminden kaynaklanan iskeletsel sorunların tedavisinde en uygun tedavi zamanı büyüme gelişimin atılım yaptığı ergenlik öncesi dönemdir( erkeklerde 12-13, kızlarda 11-12 yaşları arası). Bu dönem kızlarda ortalama 15 yaşlarında, erkeklerde ise 16 yaşlarında son bulur.  Bu dönemdeki  tedavi, ileri yaşlarda yapılacak olan cerrahi girişimli ortodontik tedavi gereksinimi ortadan kaldırabilir.

Sadece dişsel problemler varlığında ise süt dişlenmenin tamamlanıp daimi dişlenmeye geçilmiş olması yeterlidir. Böyle durumlarda her yaşta tedavi mümkündür. Ancak ilerleyen yaşla birlikte kemik yoğunluğu artacağından diş hareket süresi uzamakta ve bununla paralel olarak da tedavi süresi uzayabilmektedir.